Ahiret hayatı bu dünyadan farklı olduğu için elbette ki zamanı da farklı olacaktır. Belki de orada bizim bildiğimiz zaman olmayacaktır. Bunu şu ifadelerden anlıyoruz: “Evet, dünya dârü’l-hikmet ve âhiret dârü’l-kudret olduğundan, dünyada Hakîm, Mürettîb, Müdebbir, Mürebbî gibi çok isimlerin iktizâsıyla dünyada icad-ı eşya, bir derece tedricî ve zamanla olması, hikmet-i Rabbâniyenin muktezâsı olmuş. Âhirette ise, hikmetten ziyâde kudret ve rahmetin tezâhürleri için maddeye ve müddete ve zamana ve beklemeye ihtiyaç bırakmadan, birden eşya inşa ediliyor. Burada bir günde ve bir senede yapılan işler, âhirette bir anda, bir lemhada inşâsına işareten Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyân, “Kıyâmetin gerçekleşmesi ise, ancak göz açıp kapayıncaya kadar, yahut ondan da yakındır.” (Nahl Sûresi: 77.) ferman eder.(Sözler: 106.)”
Bu ifade ahirette zaman kavramının olmayacağına işaret ediyor. Zira ahirette mekan değiştiği için bu dünya şartlarında yaşadığımız zaman da o ölçüde anlamını yitiriyor
Bu ifade ahirette zaman kavramının olmayacağına işaret ediyor. Zira ahirette mekan değiştiği için bu dünya şartlarında yaşadığımız zaman da o ölçüde anlamını yitiriyor